OSMAN GAZİ’NİN RÜYASI

Osmanlı Devleti’nin Kuruluşunun Başlangıcı, Osman Gazi’nin Rüyası

İlk Osmanlı tarihçileri dünyada kurulan çok güçlü iki-üç imparatorluktan biri olan Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu Osman Gazi’nin gördüğü bir rüyaya dayandırırlar. Osman Gazi 1254-1258 yılları arasında doğmuş, 1324 yılında ölmüş ve Osmanlı Devleti’nin kurucusudur. Devlet adını Osman Gazi’den almıştır. Onun gençlik yıllarında gördüğü rüyada Şeyh Edebali’nin karnından bir ay doğmuş, kendi koynuna girmiş ve göbeğinden büyüyen bir ağaç tüm cihanı sarmıştı. Ben de bu yazımızda sizlere Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna işaret eden bu rüyanın hikayesini anlatmak istiyorum.
Osman Bey, 20’li yaşlarındayken bir sefer dönüşü Şeyh Edebali’nin ısrarı üzerine bir geceliğine Şeyh Edebali’nin tekkesinde kendisine özel olarak ayırtılan bir odada misafir kaldı. Osman Bey yatmak üzereyken odanın bir rafında Kur’an-ı Kerim gördü. Bunun üzerine Kuran-ı Kerim’e saygısından dolayı alıp okumaya başladı. 6 saat kadar Kuran okuduktan sonra sabah ezanı yaklaşırken artık gözleri uykuya dayanamadı ve kucağında Kuran-ı Kerim’le uykuya daldı.
Rüyasında Şeyh Edebali’nin göğsünden bir hilâl doğup, biraz yükseldikten sonra büyüdü ve dolunay haline gelince kendi göğsüne girdi. Ardından Osman Bey’in göğsünden bir çınar yükselmeye başladı. Büyüdükçe yeşerdi bütün cihanı kapladı. Çınarın yanında ise dört sıra dağlar gördü ki; bunlar Atlas, Balkan, Kafkas ve Toroslardı. Ağacın köklerinden Dicle, Fırat, Nil ve Tuna çıkıyordu. Dağların tepeleri ormanlarla örtülüydü. Zemin yemyeşil, gök masmaviydi. Vadilerdeki şehirlerde camilerin hepsinin altın kubbelerinde birer hilal parlıyor, minarelerinde müezzinler ezan okuyorlardı. Derken bir rüzgâr çıkıp ağacın yapraklarını İstanbul’a doğru çevirdi. Şehir iki denizin ve iki karanın birleştiği yerde parlıyordu. Sanki bütün dünyayı kuşatan geniş bir ülke gibi halkalanan bir yüzüğün kıymetli taşını andırıyordu İstanbul. Osman Gazi bu yüzüğü parmağına takarken, sabah ezanı sesiyle uyandı…
Ardından Osman Bey, bu müjdeli rüyadan çok etkilenerek hemen Şeyh Edebali’ye anlattı. Şeyh Edebali de Osman Bey’e rüyasını şöyle yorumladı:
“Ey oğul! Allah sana ve nesline bir cihan devleti nasip etti, kızım Malhun da senin nasibin olsun. Benden çıkıp sana gelen nur budur. Sizin asil soyunuzdan nice padişahlar gelecek. Onlar nice devletleri bir çatı altında toplayacaklar. Allah, nice insanların huzur ve saadete kavuşmasına, din-i İslâm’la şereflenmesine senin soyunu vesile edecektir.”
“Ey oğul! Sen babandan sonra Bey olacaksın. Bundan böyle rahatlık bize, cefa sana, unutmak bize, hatırlatmak sana. Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın…
Zümrüt-ü Anka’nı iyi seç ki Kaf Dağı sana yakın olsun. Yolun ebediyete kadar açık olsun.”
Hikmet-i İlahi Kur’an okuduğu her saate 1 asır bahşetmiş olacak ki hanedan 6 asır boyunca üç kıtaya hükümran oldu. Böylelikle 6 asır 23 yıl sürecek Osmanlı Devleti’nin ilk müjdecisi de Şeyh Edebali oldu.