Modern Edebiyata Yeni Bir Soluk: “Çürüme”

İnsanın her şeyden üstün gördüğü benliğini ve vahşiliğini çağdaş dünya olgusuyla ele alan “Çürüme”, okurlarıyla buluşuyor.

Devinimin ve mücadele etmenin hayatın aslı olduğunu anlatan “Çürüme”, daha önce Türk edebiyatının ilk varoluşçu kitabını kaleme alan Emre Timur’dan, çürümenin hızla devam ettiği günümüze bir armağan olarak sunuluyor.

Modern edebiyata yeni bir soluk olacak kitap, insanın her şeyden üstün gördüğü benliğini ve vahşiliğini çağdaş dünya olgusuyla ele alıyor.

Öylece durmak yerine çığlık at, acı ile güçlen, hayatın karşısında dimdik dur diyen Timur’un bu kitabı; okurlarına hayatta kalma, yaşa diyerek öz varlığını hatırlatıyor.

Edebiyatın amacı her zaman önden gitmek ve ardından gelenlere yolu açmaktır anlayışıyla hareket eden Emre Timur, “Çürüme” romanında ilerleyen çağın gerileyen insanlığını edebi bir dille eleştiriyor.

Dünyaya çürümek için değil, yaşamak için geldiğimizi hatırlatmak üzere kaleme alınan ve kurgusunda bilinç yansımalarına, iç monolog tekniklerine yer verilen romanda okur, etken konuma getirilerek modern dünyayı sorgulamaya davet ediliyor.

İnsanın, Griliğini Kaleme Alıyor!

Timur; kadınların öldürüldüğü, insanların kutuplara ayrıldığı, her gün birbirimizi yediğimiz, üretmediğimiz ama tüketimde çılgınlık yaşadığımız karanlık bir dönemin insanlarını resmediyor. Her biri kendi rengiyle güzel olan insanın, griliğini kaleme alıyor.

Felsefe ve Edebiyatı Aynı Potada Eritiyor

Kitapta doğa katliamlarının, tahribatın ve ardı sıra gelen iklim problemlerinin, insanın bitmek tükenmek bilmeyen kibriyle ilgisi sorgulanırken ince ve düşündürücü detaylara yer veriliyor. Roman, birey ve iç çözümlemelerin yer aldığı örgüsüyle Emre Timur’un felsefe, psikoloji ve edebiyatı aynı kapta yoğurduğu güçlü bir eser olarak edebiyat dünyasında yeni bir pencere açmaya hazırlanıyor.

“Çürüme”, bizi bize anlatırken, giderek kararan yüreklere ayna tutmak için betimlemelerden ve sanatın etkileyici dilinden yararlanıyor, yaşadığı çağa ve bu çağın insanlarına dünyanın sonu gözüyle bakıyor.

“Bazen anlam acı verir, bazen de acıya anlam yüklenir ama her ikisi de çürütür.” diyen Emre Timur’un bu romanında, felsefik düşünceler edebiyatın konusu oluyor.